Bugünkü kitabımız Erdem Yılı
Hiç Kimse Erdem Yılı Hakkında Konuşmuyor. Yasak.
Kadınların sihri olduğu öğretildi bize. Erkekleri baştan çıkarabilecek, diğer kadınları kıskançlıktan delirtecek gücümüz olduğu. Kadınlığın eşiğindeyken tenimizin en güçlü afrodizyak olduğu. Bu yüzden on altı yaşımıza geldiğimizde bizi kasabadan sürüyorlar. Tekrar arınıp evliliğe hazır hâle gelene kadar yaban hayatta bir yıl geçirmemiz gerekiyor. Fakat her kız eve dönmeyi başaramıyor, tek parça olarak değil.
On altı yaşındaki Tierney James daha iyi bir dünya düşlüyordu: Arkadaşı arkadaşa, kadını kadına düşürmedikleri bir dünya. Kendi erdem yılı yaklaştıkça, asıl korkmaları gerekenin içlerindeki sihir olmadığını anladı. Hatta onları öldürüp parçalarını karaborsada satmak için ağaçların arasında gizlenen kaçakçılar da değildi gerçek düşman. Asıl tehdit unsuru birbirleriydi, tüm erdem kızları.
Keskin anlatısı ve çarpıcı gerçekçiliğiyle Erdem Yılı, kabullenilmiş çaresizliğin ve geleneklerin altında ezilen kızlarla kadınlar arasındaki karmaşık ilişkiye ve bu süreçte almak zorunda oldukları zor kararlara dair cesur bir distopya.
(Spoiler içermektedir.)
Bu kitabı okurken asla içinde bulunmak istemeyeceğim bir dünya olduğunu düşündüm daha da fenası okurken aslında bizim dünyamızdan ne kadar çok şey barındırdığını korkarak fark ettim. Kitapta kadınlar erkeklerin malı sayılıyor ne yazık ki günümüzde de böyle düşünen kişiler var . Böyle düşünenler sadece erkek de değil kadınlar arasında bile böyle düşünenler var. Bunları hissettiğimde tüylerim diken diken oldu. Daha da önemlisi kitapta insana inançlarının neler yapabildiğini okuyoruz. Neye inanırsan o var sanki ! Bu insana kendini sorgulatıyor iyi ve kötü anlamda !
Erdem yılı çok hızlı okunan sürükleyici bir kitap daha çok kadınların üzerine kurulu ! Dili anlaşılır , düşünce sistemi açıklayıcı.
Ama kitabın umarım devam çıkar. Böyle bir şey söz konusu mu bilmiyorum . Ama kalbim kırık ve yarım kaldı sanki okurken ! Kitabı bir karakterin ağzından okuyoruz ve hikayesi yarım kaldı onu hissediyoruz. Daha onunla ilgili öğrenmemiz gereken çok şey var sanki !
Kalbimin en çok kırıldığı an ise Ryker ! Ah Ah... Ben çok sevmiştim. Ama anlaşılan yazar benimle aynı fikirde değildi.
Michael ise bambaşka bir karakter ona kızmakla sevmek arasında kalıyorsunuz. Ne yapılmalı bilemiyorum.
Bu kitabı gece bir solukta okudum. İyi ki almışım dedirtti. Ne zamandır hafif gerilimli kitaplar okumuyordum . Ben bayıldım.
Kitabın kapağı ve dış tasarımına bayıldım.Başta anlayamıyorsunuz belki ama sonrasında çok anlamlı geliyor.
Her şeyiyle benim için güzeldi. Yazarın eline sağlık...
Başka kitaplarda görüşmek üzere
Hayalcinin Puanı 8/10
-Hayalci
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder