Merhaba😊
Bu hafta size farklı bir kitap ile geldim. Kitabımızın adı Ateşte Açan Çiçek. . .
Kitap Adı: Ateşte Açan Çiçek
Yazar: Berrin Karapınar
Sayfa Sayısı: 496 sayfa
Yayınevi: Parola Yayınları
(SPOİ İÇERMEKTEDİR.)
Bu kitabın anlatımı akıcı ve basit herkesin tek okuyuşta her şeyi anlayabileceği gibi ! Kitapta aslında yaşadıklarımızın acılarımızın nasıl geleceğimizin bir parçası olmaya çalıştığını görüyoruz . Yaşadıklarımızı diğerleri görmese de aslında geçmiyor . Bize korkular bırakıyor . Güvensizlik oluşuyor. Kitapta annesi hayat kadını olmak zorunda kalan bir kızın hayat hikayesi anlatılıyor. Aslında annesinden uzak yaşayan ama anneannnesinin ölmesiyle o da annesinin çalıştığı evde kalmak zorunda kalıyor . Ama annesi onu korumak için kıza zihinsel engelli erkek taklidi yaptırıyor ki , Evdekiler onunda peşine düşmesin. Küçük yaştaki kız o evdeki kötülüklere şahit oluyor . Bunlar bir çocuğun hayatını gelecekte nasıl etkiler peki?
Çocuğu korumaya annesinin de ömrü yetmiyor ve çocuk daha genç kız olmadan annesini de kaybediyor . Annesinin doktoru kıza sahip çıkıyor . Fakat kız büyüdüğü zaman güzel bir genç kıza dönüşmeye başladığı zaman Adana 'da kızı tanırlar korkusu ile doktor ,kızı İstanbul ' a yeğeninin yanına yolluyor. Hikaye bundan sonra başlıyor . Bundan sonrası bir aşk hikayesi gibi gözüküyor. Ama satır aralarını okuyamayanlar için. Evet bir aşk hikayesi var ama ondan önemlisi kızın gördükleri ve korkuları hayatına nasıl yansıyor. Ailesi olmadığı için her yerde nasıl kendini sığıntı hissediyor ? Onu görüyoruz . Kız kimsenin hayatını kirletmek istemiyor. Kendini kirli ve değersiz görüyor. Çocuk olamadan genç kız olamadan yetişkin olmak zorunda kalıyor.
O sebeple kitap okurken o aşk hikayesine odaklanmak dışında bir genç kızın sessiz çığlığına şahit oluyorsunuz. Ben kitaptaki aşkı onaylamıyordum. Çünkü kız 18 yaşında ve erkek 26 yaşında idi. Bu yaş farkı kızın sağlıklı kararlar verebileceğinden şüpheye düşürdü. Kız ne kadar acılarla olgunlaşmış olsa da bence yaşı küçük en azından 26 yaşındaki bir erkek için!
Ama erkek karakterin de sevince nasıl değişebildiğini görüyoruz. Terk edilmemek için her şeyi elinin tersi ile itebilecek kadar kıza düşkün olduğunu görüyoruz. Zorba bir erkek karakterden bahsetmiyoruz. Kızın onu işi için terk ettiğini düşündüğünde işini değiştirebileceğini bile gözler önüne serebilecek kadar fedakar bir adam.. .
Her şeyden önemlisi ne olursa olsun ; olması gerekenin , kızın kendi ayakları üzerinde durması gerektiğini okuyoruz. Bence bu tüm kadınlar, kızlar için gerekli ! Dünyanın en iyi insanı bile olsa sevdiğiniz, eşiniz sevgiliniz kendi ayaklarınız üzerinde durmanız gerekiyor.
Farklı bir aşk hikayesi okumak isteyenlere tavsiye ederim .
Başka kitaplarda görüşmek üzere . . .
Hayalci 'nin Puanı 6/10
-Hayalci

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder